Türk Kültüründe Ağaç ve Ağaç Kelimesinin Kökeni

Ulu Kayın

Ağaç: (Ağ/Ak). Değişik türleri bulunan odunsu bitki. Ağmak (yukarı çıkmak) fiiliyle bağlantılıdır. Uzamak anlamı taşır. Bu bağlamda göğe doğru olmayı belirtir. Ağacın kutluluğu belki de göğe doğru yükseliyor olmasından kaynaklanır

AĞAÇ ANA: Ağaç Tanrıça.
Eş Değer: AĞAŞ (AĞAS, YAĞAÇ, YIĞAÇ, CIĞAÇ, EVES) ENE
Eş Anlam: MAS ANA
Moğolca: MOD (MODON, MODUN) ECE

Yerle göğü birbirine bağlayan yaşam ağacı Ulu Kayın’ı (Bay Terek’i) korur. Bazı Türk boyları ağaçtan türediklerine inanırlar. Örneğin bir boyun adı olan Kıpçak kelimesi, “Ağaç Kovuğu” demektir. Kıpçak'ı annesi, bir adanın ortasında bulunan ağacın kovuğunda doğurmuştur. Kıpçaklar da onun soyundan türemişlerdir. Aslında ağaç kovuğunun içerisinde yer alan kadın motifinin sonraki çağlarda, söylenceyi daha gerçekçi bir hale getirmek için oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Daha eski dönemlerde doğrudan ağaçtan doğma şeklinde bir anlayışın var olduğu rahatlıkla söylenebilir ve buradaki ağaç da aslında sıradan bir ağaç olmayıp, Ulu Kayın’dır. Çünkü o, tüm yaşamı ve doğurganlığı simgelemektedir. Bir benzetim yapıldığında Oğuz Han'ın ilk eşinin de Ağaç Ana kavramıyla bağlantılı olduğu görülebilir. Oğuz Han'ın bulduğu bu kız da bir ağacın ortasında oturmaktadır. Ve daha sonra doğurduğu üç oğlundan türeyen Üçoklar adı verilen Türk boylarının anası olarak kabul edilir. Ağaç, soyluluğu da ifade eder. Türk kültüründe büyük ve kovuğu olan ağaçlara saygı duyulur, hatta bu tür ağaçlardan korkulur, içinde Al Anasının (veya Ağaç Ananın) yaşadığına inanılır. Ağaç Ana'yı belirgin bir biçimde Ağaç Ata’dan ayıran en önemli özellik, içinde yaşayan dişi bir varlığın veya kadının bulunması ve onun da doğurgan olmasıdır. Türklerde dikkat çeken ve önem verilen bazı ağaçlar şunlardır:

- Yangak/Cangak: Ceviz Ağacı.
- Kos/Goz/Hoz: Ceviz Ağacı.
- Palıt/Pelit: Meşe Ağacı.
- Emen/İmen: Meşe Ağacı.
- Siye/Şiye/Çiye: Vişne Ağacı.
- Alça/Elçe: Vişne Ağacı.
- Tal/Tel: Söğüt Ağacı.
- Kavlağan/Kavlagan: Çınar Ağacı.
- Çöke/Cüke/Yüke: Ihlamur Ağacı.
- Arça/Arca: Çam Ağacı.
- Karagay/Karakay: Çam Ağacı.
- Terek/Tirek: Kavak Ağacı.
- Buk/Bük: Kayın Ağacı.
- Örük/Örik: Kaysı Ağacı.
- Çördük/Çörtük: Armut Ağacı.
- Koçaç/Koşaş: Armut Ağacı.


AĞAÇ ATA: Ağaç Tanrı.
Eş Değer: AĞAŞ (AĞAS, YAĞAÇ, YIĞAÇ, CIĞAÇ, EVES) EDE
Eş Anlam: MAS ATA
Moğolca: MOD (MODON, MODUN) EÇEGE

Bazı Türk boyları örneğin Uygurlar ağaçtan türediklerine inanırlar. İki nehrin kavşağında bulunan bir adacığın tam ortasında yan yana duran iki ağacın arasına düşen yıldırımlar sonrasında beş tane çadır belirir ve içlerinde birer tane çocuk oturmaktadır. Bu çocuklar o bölgedeki kavimlerce bulunurlar ve onların içinde yetişip büyürler ve Uygurların ataları olurlar. Gidip o iki ağaca saygı gösterirler ve bunun üzerine ağaçlar konuşup kendilerine alkımada (hayırdua) bulunurlar. Bu beş çocuğun adı ise şöyledir;

1. Sonkur Tekin,
2. Kotur Tekin,
3. Oğur (Or) Tekin,
4. Tükel Tekin,
5. Bögü Tekin.

Beş çocuk motifinin Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’in eski adı olan Pişbeg (Beş Bey) ile bağlantılı olma ihtimali de vardır. Bu isimlerden birisi olan Tükel sözcüğü Türk kültüründe zaten ağaçtan doğan kişiler için kullanılmaktadır. Bögü Tekin ise Mani dinini Türklerde yayan kişidir ve aslında tarihte yaşamış gerçek bir kişi olmasına rağmen ağaçtan doğma efsanesine dâhil edilmiştir. Yerle göğü birleştiren Yaşam Ağacı bazen Demir Ağaç olarak da adlandırılır. Korkut Ata öykülerindeki Basat adlı kişi de (veya ataları da) ulu ve büyük bir ağaçtan türemiştir. Dolganların kendilerine verdikleri diğer isim olan Tığa Kihi (Orman Kişi), ormanda yaşayan anlamına gelmektedir. Ancak doğrudan ele alındığında “Ağaç Adam” diye dahi çevrilebilir. Orman Kişi tanımlaması Terekeme adlı Türk boyunu da akla getirmektedir ve bu sözcük de terekle yani ağaçla uğraşan çağırışımı yapmaktadır. Bazen Ağaç İyesi manasında da kullanılır.


AĞAÇ İYESİ: Ağaç Ruhu.
Eş Değer: AĞAŞ (AĞAS, YAĞAÇ, YIĞAÇ, CIĞAÇ, EVES) ISI
Eş Anlam: MAS ANA
Moğolca: MOD (MODON, MODUN) EZEN

Ağacın koruyucu ruhu. Her ağaç için farklı bir İye vardır. Özellikle büyük, yaşlı ve kutlu sayılan ağaçların mutlaka bir İyesi vardır. Bazen olumsuz nitelikler de taşıyan Ağaç iyesinin tüm vücudu ağaç gibi kabuklarla ve kıllarla kaplıdır. Çürümüş yaprak ve ağaç kabuğu gibi kokar. Ağaç iyesi bir yerden başka bir yere havada uçarak gidebilir. Bedeni sık tüylerle kaplıdır. Tüm bedenine yapraklar yapışmış, saçı sakalı birbirine karışmıştır. Bazı söylencelerde sihirli güçleri olan kanatlı bir atı olduğu söylenir. Ayrıca ağaç türleriyle bağlantılı olarak değişik iyeler olabilir. Örneğin; Meşe İyesi, Kavak/Gavak İyesi, Söğüt/Sövüt/Söget İyesi, Çam/Şam İyesi, Ceviz/Cevis İyesi, Kayın/Katın İyesi, Çınar/Şınar İyesi, Ardıç/Artuş İyesi, Gürgen/Kürken İyesi, Dut/Tut İyesi, Erik/İrig İyesi, Armut/Almurt İyesi, İğde/Niğde İyesi, Servi/Selvi İyesi, Vişne İyesi, Ihlamur İyesi gibi…
Türk kültüründe ağaç önemli bir yere sahiptir. Özellikle sıra dışı görünümü olan ağaçlar Ulu Kayın’ı çağrıştırdığı için saygı gösterilir. Ağaç daima Ulu Kayın kavramı ile birlikte değerlendirilmelidir. Türklerde elma ağacı büyük bir öneme sahipken incir ve zeytin ağaçları ise İslamiyet’in etkisiyle kutsallık kazanmıştır. Çünkü Kuran-ı Kerim’de bu ağaç (ve/veya meyveleri) üzerine yemin edilmektedir: “İncire ve zeytine ant olsun ki…” (Tin Suresi, 1. Ayet). Budizm’in kurucusu olan Buda bir ağacın altında düşünerek gerçeğe erişmiştir. Zeytin Akdeniz ve Ege kültüründe çok önemli bir yere sahip olup Batı mitolojilerinde vurgulanır. Türklerde ise ağacın türünden ziyade büyüklüğü ve görkemi ön plana çıkar. Korkut Ata Öykülerinde Uruz’un ağaca seslenişi ilgi çekicidir.

Başın ala bakar olsam, başsız ağaç,
Dibin ala bakar olsam dipsiz ağaç.
Beni sana asarlar, götürmegil ağaç,
Götürürsen, yiğitliğim seni tutsun ağaç.


- Türk Söylence Sözlüğünden alıntıdır. -
7DRD97H6DSY7

0 yorum:

Yorumlarınız bizim için değerlidir, fikirlerinizi beyan etmekten çekinmeyiniz.